PER ITALIANO "Ricci"
Cadılar Bayramı için yaptığımız tariflerden ilkini bugün yayınlıyorum.
Geçen sene yaptığımız Fare Uzunkuyruk tarifinden yola çıkarak hazırladım bunu. Birkaç hafta öncesinden şeklini oturtmak için birkaç deneme yaptım. İşin nispeten zor yanı dikenleri nasıl yapacağım sorusuna yanıt bulmaktı. Çeşitli denemelerin ardından beni en çok tatmin eden pirinç patlağı oldu.
Tarife geçmeden önce biraz Cadılar Bayramı gecemizden bahsetmek isterim. Gecedeki tüm eğlence organizasyonu ve tatlılar Andrea, Stefano ve bendenize aitti. Kalan tüm yiyecek ve içecekler diğer misafirler tarafından imece usulü hazırlandı ve alındı. Çocuklarla birlikte toplam 20 kişilik bir gruptuk.
Stefano ve Andrea ile bu sene fiyakalı bir korku tüneli yapmaya karar vermiştik. Planını programını önceden yapmıştık. İnsan konuşurken, "şunu da yapalım, aaa bak bu da çok güzel fikir, ay şöyle bir şey de ekleyebiliriz" vs derken dile çok kolay geliyor, ama söylenen şeyleri uygulamaya dökmek tahmin edilenin çok ötesinde bir emek ve zaman gerektiriyor.
Bu sene hızımızı alamayıp aklımıza gelen hemen her fikri uygulamaya kalkınca (-ve gelen yardım tekliflerini de sürpriz unsuru bozulmasın diye reddedince) üç kişi canımız çıktı. Şükür altından kalktık kalkmasına ama sonraki günleri bitap bir halde dinlenerek geçirdik :) Seneye bunca zahmete girer miyiz? Pek sanmam ama bekleyip göreceğiz. Büyük konuşmayayım yine de:)
Korku tüneli için Andrea ile iki gün öncesinden zeytin ağaçları arasında brandaları germeye başladık. Ses ve görüntü sistemi, duman ve lazer makineleri günler öncesinden denendi, tünel güzergahına yol boyunca hoparlörler yerleştirildi, uzatma kabloları ve gerekli ayarlamalar yapıldı.
Tünelin açık havada olması ve hava muhalefeti nedeniyle yapmamız gereken şeyleri sadece deneyebiliyorduk ve hemen sonrasında kaldırmamız gerekiyordu. Nitekim brandalar hariç herşeyin kurulması mecburen son güne kaldı.
Herkese geliş saatlerini dakika dakika verdik. Ve ilk misafirler saat 18,45'de geleceklerdi. Çünkü hava o saatte kararıyordu. Dolayısıyla tüm hazırlıkları bitirmemiz için ancak o zamana kadar vaktimiz vardı. Üçümüz de sabah sabah erken başlayıp akşama kadar durmaksızın son sürat çalıştık.
Herşeyi yetiştirip yetiştiremeyeceğimiz konusunda endişeliydik. İş korku tünelinin kurulmasıyla bitmiyordu. Kendimiz de oyunun bir parçasıydık. Balkabağının altından sürpriz şekilde çıkarak gelenlere kapıyı Andrea açıyordu. Ben cadı olarak bir nevi resepsiyonda durarak gelenleri karşılayıp 'sihirli iksir'imden ikram ediyordum. Ortası delik masanın altında uzanarak gizlenmiş olan Stefano masada duran kutuyu masanın altındaki gizli delikten elini hızla çıkartarak açıyor ve gelenlere çikolata ikram ediyordu. Bizi en çok üzen şey maalesef tüm bunları videoya kaydetmemiş ve hatta gece hiçbir fotoğraf çekmemiş olmamız oldu. O yorgunluk ve telaşla unutmuşuz.
İşimiz sırf orada bitmiyordu. Ben tünel boyunca misafirlere eşlik ediyordum. Her misafire söylenecek şeyler farklıydı, kişiye özeldi. Onu da diyelim, şunu da diyelim derken kendim ettim kendim buldum, elimde resmen senaryo gibi text birikti ve oturup ezberlemek zorunda kaldım! Ayrıca Andrea ve Stefano'nun yapması gereken bazı şeyler benim söyleyeceğim birtakım kilit kelimelere bağlıydı, o sözler üzerine harekete geçiyorlardı. Dolayısıyla her yerde emprovize yapmak da mümkün değildi.
Stefano ses, müzik ve görüntü sistemini idare ediyor, tünelin içine biz geçerken duman veriyordu. Her aksiyonun müziği ve ses dosyaları farklıydı. Andrea hem aktör hem animatör olarak çalışıyordu. Ayrıca ikinci duman ve lazer makinelerini çalıştırıyordu.
Hemen yukarıdaki kolajın sol alt köşesindeki resimde gördüğünüz tablette sesli ve görüntülü olarak youtube'da bulduğumuz bir korku film videosu oynuyordu. Aynı kolajın sağ üstündeki asılmış adam tam misafirler geçerken ansızın hızla düşüyordu.
Tünel mezarlıkla son buluyordu. Alttaki kolajın sağ altında yer alan ve içinde 'cadının eski kocası'nın bulunduğu sandık, misafiler tam yanından geçerken hızla yanıp sönen bir flaşör lamba eşliğinde birdenbire açılarak çok güzel bir korku efekti yapıyordu.
Son olarak perdenin ardından duman makinesinin yarattığı yoğun sisin lazer ışık oyunlarına eşlik ettiği bir alana geçiliyordu, ne yazık ki elimizde ne video ne de fotoğraf var. Gerçekten büyülü bir ambiyans yaratıyordu.
Bu gösterinin hemen ardından çalışmaya başlayan televizyonda The Nightmare Before Christmas filminin meşhur soundtrack'i This is Halloween oynamaya başlıyordu.
Ve nihayet bu boyuttan çıkıp son durağa yani eve varmadan önce masadaki 'taze kesilmiş etler'den yemek gerekiyordu ve böylece korku turu tamamlanıyordu. Fotoğraflar çekildiğinde salamlar henüz masada değildi.
Maalesef yukarıdaki fotoğraflar tam havayı yansıtmıyor, çünkü tünel gerçekten karanlık, puslu ve korkunçtu ama yine de hiç yoktan iyidir.
Halloween yemeğinden daha sonra bahsederim. Lafı çok uzattım.
Kirpi tarifine gelelim. Ben bu tarif ve ölçülerle 25 kirpi çıkartıyorum.
Kirpilerin herbiri yaklaşık 55-60gr oluyor. Sayıyı daha az ya da daha çok yapmak isteyenler için kullandığım gramajı vereyim. 1 kirpi için 40gr bisküvi ve 20gr peynir kullanıyorum. Gerisini siz hesap edin.
Bu kirpileri yapmak için Cadılar Bayramını beklemeye gerek yok. Korkunçtan ziyade sevimliler.
25 kirpi için gerekli malzemeler
1000gr Oreo bisküvi
500gr Philadelphia peynir
Kit Kat gofret
Damla çikolata (bitter ve/veya beyaz çikolata)
Pirinç patlağı
Yapılışı:
- Hazneye 500gr Oreo bisküvi koyup 10 saniye 8 Hız toz haline getirin.
- 250gr Philadelphia peynir ekleyip spatulayı da kullanarak 30 saniye 4-5 Hız karıştırın. Gerek görürseniz karıştırma süresini uzatın.
- Bisküvili karışımı streç filme sararak buzdolabında en az yarım saat dinlendirin.
- Kalan 500gr Oreo bisküvi ve 250gr Philadelphia peynir ile ikinci bir hamur hazırlayıp aynı şekilde
buzdolabında en az yarım saat dinlendirin.
- Bisküvili karışımdan yaklaşık 55-60 gramlık bir parça alın. Bir parça streç film yardımıyla yuvarlayıp top şekli verin. Hamurla çalışırken uzun süreli temastan kaçının, hamur ısındıkça şekil vermek güçleşecektir.
- Uygun ölçüde bir parça Kit Kat kesin ve topun yani kirpinin gövdesinin içine sokarak yerleştirin. Deliği kapatarak düzeltin.
- Gövdeyi streçten çıkartın. Kenarlardan hafifçe bastırıp yassıltarak kirpinin yüz kısmını oluşturun.
- Ben hazırladığım kirpileri taşıması ve servisi kolay olsun diye tartölet için satılan yağlı kağıtlar üzerine yerleştirdim. Size de tavsiye ederim. Tartölet kağıdı bulamazsanız normal yağlı kağıdı uygun ebatlarda keserek kullanabilirsiniz.
- Damla çikolata ile gözlerini ve burnunu oluşturun. Ben kimini beyaz kimini siyah gözlü yaptım.
- Pirinç patlağı ile dikenlerini oluşturun.
- Daha öncede söylediğim gibi kirpileri mümkün olduğunca az temasla ve kısa sürede hazırlayın. Kullanmadığınız hamuru buzdolabında tutun. Kullanacağınız kadarını çıkartın.
- Hazırladığınız kirpileri buzdolabında saklayın. Servis yapmadan önce oda ısısına getirin.
Afiyet olsun...
seneye ben de oradayım:) kork benden:) ne kadar güzel, eğlenceli bir post olmuş ve ne kadar şanslısın ki bunlara yapmaya değer dostların var. Bu sene olmayabilir ama seneye bir italya gezisi planlıyorum 1 saatliğine olsa da bir çıkarma yaparız belki:)
YanıtlaSilEkosecim bekleriz, korkmak ne kelime! ;)
YanıtlaSilimkanı olan herkesin italyayi gormesi lazim hayatinda en az bir kez!
Kilonu bilmiyorum ama buraya gelmeden önce rejim yapmak lazım zira her gelen kilo alıp dönüyor :)
kiloyu bilme..:) çok feci haldeyim . rejimdeyim ama rejim mi bende?ben mi rejimdeyim bilemiyorum. tam konsantre değilim ama en klasik rejim yalanımı diyim:) dikkat ediyorum:)
YanıtlaSilben bir çok yer görme şansına eriştim, italya'ya da yaklaştım sayılır ama gidemedim henüz. planlarımın arasında. umarım olacak:)bu işyeri stresii beni gerdiği için plan bile yapamıyorum artık. beliriz olduğu için de dikkatli harcamak istiyorum.
neyse sıkmayayım seni. öptüm :)
Ben de dikkat etmeye çalışıyorum ama hep birşeyler çıkıyor, doğumgünü, davet, şu, bu. Bir de yemek bloğu sahipliği var gerisini hesap et :)
YanıtlaSilEn güzeli düzenli spor. En kısa zamanda başlamayı düşünüyorum.
İş konusunda en iyi dileklerim seninle, çoğu kişi işinden memnun değildir ama artık iyiden iyiye memnuniyetsizlik en kötüsü. Umarım düzelir, o düzelmese de şartlar düzelir.